Hızlı Okumada İzlenecek Yol

     İlk izleyeceğin yol bu blog. Çok basit değil mi :) Hızlı okuma Ana Menü sayfasında yazılan adımları sırasıyla oku ve söyleneni yap. Adım adım ilerken hızlanacağını hissedeceksin. Tabi bu yazının yazılma amacı blogla ilgili değil. Senle ilgili. Senin kendini şartlamanla ilgili. Kendini ikna edip, zorluklarla yılmadan, bıkmadan, duvara toslamadan yolun sonuna mutlu bir şekilde varmanla ilgili.

    İlk yazıda okuma çeşitlerine ve okumanı etkileyen unsurlara değinmiştik. Gözlerini kısa süreliğine kapat ve orada yazılanları düşün. Okumayı bırak ve dediğimi yap. Hey.. Şiii.. Alo... Okumaya devam etme lan. Kapa gözlerini ve oradaki yazılanları düşün dedik demi. Hadiiiiii.  Gözlerini kapatıp yaptığını, sonradan buradan okumaya devam ettiğini düşünürek yazıya devam ediyorum. Hızlı okumada izleyeceğin yol az önce yaşadığımız durumla birebir alakalı. Ben gözlerini kapatıp ilk yazıyı düşünmeni istedim. Çok yüksek ihtimalle sende bunu yapmadan okumaya devam ettin. İşte bunu yapma. Birşeyi yazıyorsam ve senden yapmanı istiyorsam yap. Bu tür iletişim biçimine alışık olmayabilirsin. Yani biri bişeyler yazacak ve sende o yazılanları harfiyen uygulayacaksın ve öyle ilerleyeceksin. Zor bişey. Kendi adıma şunu diyebilirm ki, evet zor bişey. Yani değim yerindeyse kendini aptal gibi hissetmek gibi bişey işte. Yani bunu uygulamak, sesi, varlığı olmayan cansız birinden emir alamak gibi. Ona itaat etmek gibi. Birebir bunu hissetmesende buna yakın duygular içinde olduğundan eminimdir. Şuda var tabi, telefon yada Bilgisayar fark etmez nereden okuyorsan ve söylediğim şeyi yapmak kendini aptal gibi hissettirebilir.

    Yukarıda yazılanların hiç biri sana söylediğim uygulamayı yapmana engel olmuyorsa da, söylediğimi yapmadan geçiştirmene neden olan daha önemli iki sebeb var. Bir, alışık olmaman. İki, amaca hızlıca ulaşma dürtün. İlk olarak alışık olmamana değinelim. Kendini geliştirmene yardımcı bu tür uygulamarı bu yollarla hiç veya az yapmış olman zor gelecektir. Önündeki cihazdan okuyup uygulamak, dışarıdan gören birinin gözünden seni deli gibi gösterebilir. "Deli mi bu ne?" diye detirte bilir. Öyle olacağını düşünmüyorum. Yani çevrende seni gören birinin, sana deli gözüyle bakacağı kanâtinde değilim. En fazla sen öyle bir hisse kapılacaksın. Bunu halletmenin bir yol yok. Kendini inandırman lazım. İlerleyeceğini kendine kabul ettirmen lazım. Ve zafere giden bu yolda bu tür fedakârlığa katlanman lazım.

    Gelelim ikinci mevzuya. Amaca hızlı ulaşma dürtüne. Bu tamamiyle günümüzün koşullarının insan kişiliği üzerindeki etkisinden başka bişey değil. Özünde hızlı okumada bu devrin gereksinimlerinden ortaya çıkmış bir uygulama olsada, iyi sonuçları olan okuma biçimidir. Bu devrin koşullarını anlatmak yerine, eski devirin bir hikayesini anlatayım size. O zaman daha rahat anlarsınız. Yaşlı bir amca, içinde çeşit çeşit ev gereçleri olan bir dükkana girmiş. Kullanışlı ve rengarenk çeşitleri olan bu yerde bişey dikkatini çekmiş. Orada çalışan elamana sormuş. "Evladım, bunlar çok değil mi? Bu kadar mazemeyi satmak zor olmaz mı?" demiş. "Yok amca, mallarımız kaliteli. İnsanlar alırken tereddüt etmeden alıyorlar" demiş. "Yok evladım onu kast etmedim. Malın kaliteli olabilir lakin bu kadar çanak çömlek, çaydanlık çok değil mi?" demiş. "Amcacım zamanla kırılıp, eskiyen eşyaların yenisi alıyorlar artık. Artık devir değişti. Eskisi gibi yeni ürünlere ulaşmak zor değil" demiş. Amca tebessüm ederek "Demek ki malın kaliteli değil. Kaliteli mal kolay kolay kırılmaz, eskimez ama bir şeyde haklısın. Devir gerçekten değişti. Biz eskiden bişey kırılsa atmaz tamir eder kullanırdık, eskise yamalar kullanırdık. Haklısın evlat artık herşeyin kıymeti azaldı"

    Yaşlı amcanın bu tepkisinden hareketle şu noktaya değinmek istiyorum. Artık insanlar hızlı bir tüketim girdabı içindeler. Eşyalartan tut sevgiye kadar herşey hızlı tüketiliyor. Kimse gidilen yolun keyfini yaşama derdinde değil. Herkes biran önce amaca ulaşma derdinde. Çevremizdeki her uyarıcı küçükken bizi tüketime yönlendiriyor. Biz istemesekte bu yeni çağın yaşam biçiminin bombardımanı altında büyüyoruz ve çevremizle olan iletişimimizde bu şekilde. Eskiden yüzünü görmek için ayları sayan sevdalılardan, haftalık sevgili değiştiren gençlere döndük. Hayatın en büyük güzelliği olan "sevgiye" bunu yapıyorsak, kalan herşeyi hızlıca tüketme çabası şaşılacak birşey değil. Ve senin hızlı okuma konusunda hemen amaca ulaşma dürtün buradan geliyor. İşte bu noktada dur ve yavaşla. Sakinleş. Hızlı okuma varılacak bir amaç değil. Anlıyor musun? Varılacak amaç değil. İzlenecek yol. Mesela şunu yaptın, hızlıca okuyup okuyup geçtin. Talimleri yapmadın, Yazılardaki anlatılmak istenileni kaçırdın ve sonunda yolun sonuna vardın. Yolun sonunda bulacağın tek şey koca bir hiçlik. Çünki yolun sonu hazineyi barındıran yer değil. Yolda toplayıp kendi üstüne eklediklerin hazinenin kendisi. 

    Bu yüzden sakinleş yavaşla ve sabırla söyleneni yap. Bu yazının girişinde göüzünü kapa ve önceki yazıyı aklından tekrar et telkinimi yapmadıysan eğer, şimdi gözlerini kapa, okuma çeşitleri ve okumayı etkileyen unsurlar yazımda anlattıklarımı aklından geçir. Aklına bişey gelmiyorsa tekrar oku. ;)

Aşşağıdan Hızlı okuma ana menüye tıkla sonraki yazıya geç...

Yorumlar

.

Hızlı Okuma Ana Manü