Okuma Çeşitleri ve Okumayı Etkileyen Unsurlar
"Yaaa ama ben bunu okumuştum" dediğini duyar gibiyim. Sen yinede tekrar oku, daha çok ayrıntıyı öğren ve yola devam et. Her yazı bir amaç dığrultusunda yazıldı.
İlk olarak dört temel okuma biçimi vardır.
Bilmeden okuma (Göz Gezdirme): Çevredeki yazıları okumak. Dükkan ismi, bakkal ismi, trafik tabelaları, aldığın makarnanın ismi, haber bülteni alt yazısı gibi...
Amaçsız okuma (Rastgele): Gazete, dergi okuma gibi anlık okuma. Bilgi edindiğin ama sonrasında okumana gerek duymayacağın gündelik okuma, bu okuma biçimine örnek olabilir.
Normal okuma: Hedefin belli olduğu ve asıl eylemin okuma olduğu tür. Roman okuma gibi. Bu okuma türünde, okuma eyleminin önceliği vardır. İlk iki okuma türünden farklı olarak odaklanma gerektirir ve beyin çevresel ve içsel durumlardan etkilenir. Hızlı okuma yeteneğini bu okuma türünde geliştireceğiz.
Detaycı okuma: Normal okumadan farklı olarak, içerik kadar yazımın kendisine de dikkat edilerek yapılan okumadır. Hem yazının içindeki anlamın hem de kullanılan kelimelerin önem kazandığı, kelimelerin altının çizildiği, renkli kalemle işaretlendiği okuma türüdür. Biraz lisede, ama en çok lise sonrası eğitim hayatında gerçekleştirdiğin okuma türüdür. Bu okuma türünde hızlı okuma becerisi geliştirilemez. Çünkü içerik ön plandadır ve hızlı okumaya çalışırsan birçok noktayı kaçırırsın. Ancak, hızlı okuma becerini geliştirir ve %80 üzerinde bir anlama oranına ulaşırsan, detaycı okumayı da hızlı bir şekilde yapabileceksin.
Şimdi yukarıdaki okuma türlerini tekrar okumadan aklından geçirin. Sonra yeniden okuyarak iyice benimseyin. Ardından aşağıdan devam et.
Okumayı etkileyen unsurlar;
Ruh halin. Paragrafın başını unutmana neden olan ruh halin. Okurken dalıp gitmene neden olan ruh halin. Okumayı gerçekleştiren beynin bir yandan da meşkuliyetine neden olan ruh halin. Anlaşılmıştır. Çözüm şu: bunu akıldan atmak diyeceğim ama ki bu o kadar kolay değil farkındayım. Bunun yerine şunu yapın, okuyacağınız sayfayı 5-6 eşit paragrafa bölün ve bunu kalemle işaretleyin. O işarete gelince bekleyin ve 10 saniye içinde önceki işaretli kısım içindeki parçayı düşünün ve sonra devam edin. Zor olsa da zihnin okumaya odaklamasını sağlayacak yegane yöntem. Çünkü; Beyin boş durmaz. İnsan beyni sürekli çalışır ama sürekli çalışır. Anlıyor musun? Kesintisiz sürekli çalışır. Hatta öldükten sonraki 15 dakika boyunca da çalışır. Kalp masajı yapınca kalbin yeniden çalışmasının nedeni budur. Neyse detay bilgi sizi şimdiden sıkmasın. Ne demiştik beyin sürekli çalışır. Düşünmekten öte, tüm vücudu idare eder. Organlar, kan akışı, duyu organları, ve saire ve saire... bunlar fiziksel, somut çalışmasına örnek. Bide iç düşünceler var. Ve asla hiç durmaz. Sen uyursun beyin yine düşünür, durmaz. Rüya görürsün, kimisini hatırlar, kimisinin varlığından bile haberdar olmazsın. İşte beyin böyle bişey. Sen dursan o durmaz. Sen ölsen o yine dayanabildiği kadar dayanır. Şimdi beyin ve ruh halinin ne ilgisi var diyeceksin. Bu alaka şuarada kaşımızı çıkıyor. ODAKLANMA. Hayatındaki sorunların ve mutlulukların etkisi hemen geçmez. Diyelim çok güzel bir haber aldın, on dakika sevindin, mutlusun, sonra? Hiç birşey olmamış gibi normal davranamazsın. Mutlu iken yediğin yemek daha lezzetli gelir, yaptığın sohbet daha keyiflidir.
Yaa sorunlar, dertler? Hiç örnek vermeyeceğim. Zaten sorunlar desem, herkes koca bir listeyi doldurur. Az çok anlatmak istediğim kafanda canlanmıştır. Sorun ya da mutluluk ile beyin ve ruh hali arasındaki ilişki şu; okumada beyin odaklanmaya çalışmaz ise, odaklanma kapasitesinin %20 gibi bir bölümünü kullanır. Yani siz okuma gerçekleştirirken beyin %20 odaklanma kapasitesini kullandı mı, kullandı...eee geriye kalan %80 ne olacak. İşte burada ruh halini etkileyen içsel ve dışsal sorun ve mutluluklar devreye giriyor. Hayatını etkileyecek sınav sonucu ve bunun stresi, boşta kalan %80lik odaklanma kapasitesini işgal etmeye başlar. Ve buda okuduğunu anlamamana neden olur. Eminim ki okurken ben bu satıra ne ara geldim diyeniniz olmuştur. Evet sen okudun ama beyin o sıra başka bişeye odaklanmıştı. Peki ne yapacağız? Yukarıda dediğim gibi, paragraf işaretlemek çok iyi bir yöntem. Şimdi deneme yapalım istersen. Sen okuyarak bu kısma geldin. Birazdan "Ruh Halin" başlığı altında anlatacaklarım bitecek. Sonrasında sen "Dış Uyarıcılar" kısmına geçeceksin. İşte tam bu noktada dur ve "Ruh Halin" başlığı altında anlattıklarımı kafandan geçir. Yardım edeyim. Beyin, sürekli çalışma, mutluluk, sorunlar, organlar, öldükten sonra bile, %20, %80 oranları. Bu paragrafın kısa özetini aklında geçir. Haaa, okurken daldın ve bu paragrafı anlamadın mı? Tekrar oku ve sonra aklından geçir. Burada ki amaç %80 gibi boşta kalan odaklanma kapasitesini okumaya yönlendirebilmek. Akıldan geçirmeyi yaptıysan diğer başlığa geçebilirsin.Dış uyarıcılar. Başlıktan anlaşıyordur. Ses, gürültü, yer, vücudun duruşu gibi şeyler. Çözümü şu: Dış uyarıcıdan kaçma, üzerine git ve onunla uyumu sağla. Gürültü engel oluyorsa daha gürültülü bir ortamda okumaya çalışın ki zihin önceki gürültüyü görmezden gelsin. Ayakta okuyun, otobüste okuyun, ve olağan şartlarda zihin ve vücut çevresel unsurları görmezden gelsin. Bunu yaparken dikkat bozukluğu yaşamamaya çalışın. Ve daha önemlisi abartmayın. Yoksa koşullanma yaşarsınız. Sürekli otobüste, vapurda, metroda okuyan biri belli bir süre sonra evde parkta okumakta sıkıntı çeker. Çünkü zihin okuma eylemini, sürekli okunan ortamla özdeşleştirmiştir. Dış uyarıcılar kısmına iler de değineceğim. Şimdilik bu kadar bilgi yeter :)
Şartlanma: İstek, Azim. İrade. İşte asıl mesele, okuma işini yaparken bunu ne derece istediniz işte bu okumayı etkiliyor. Ödev ya da yapılması gereken bir iş ise okuma biraz zorlaşıyor. Bu başlığı da ilerde genişleteceğim ama şunu kısaca söylemek istiyorum, dışarıdan şartlanma ile okumak, iç şartlanma ile okumaktan daha verimsizdir. Konuyla alakalı basit bir örnek. Sen şimdi bunu okuyorsun. Sen sayfalarca belgeyi okumak zorunda olan bir avukat ol. Zamandan kazanmak ve hızlı okumak için geldin. Başka biri de, kendini geliştirmek ve yaşam kalitesini artırmak için hızlı okumaya başlıyor. Sizce hangisi daha iyi mesafe kat eder. Sen şimdi yazıdan ötürü avukatın zorlanacağını ve kendini geliştirmek isteyenin daha çok verim alacağını düşündün demi. Hayır. İç şartlanmasını daha iyi yapan hızlı okuma konusunda çok daha verimli ilerler. Avukatın iç şartlanmasının nedeni dış unsur olsa da, iç şartlanma da başarı olursa, diğerine göre çok yol kat eder. İstek, azim, irade burada devreye geriyor.
Huylar: Zurnanın zırt dediği yere geldik. Bu başlık altında TEMBELLİK, sabırsızlık, gibi kişinin kolay kolay düzeltemeyeceği şahsına bağlı özellikler diye biliriz. Çözümü şu: "Sen". Ben ne desem kafi etmez. Kendini hazırlayacaksın. Kafanda bitireceksin. Şu anda ben ne desem anlamsız. İlerde konuyu detaylandıracağım, çünkü bazen huy dediğin şey atalet ruh halidir. İlerde anlayacaksın.
Göz: Doğru okudun gözün kendisi okumayı etkiliyor. Hiç ya da az okuyan birinin gözleri okumakta zorlanır. Çözüm şu: Bu blog ve zaman. İlerde okuyacaksın. Ben bu bloğu süs diye mi yaptım. Hadi devam edelim..
Şimdi aşağıdan hızlı "Hızlı okuma ana menü"ye tıkla.
Yorumlar
Yorum Gönder